İlke Durmay & Serkan Çetin // Festival Organizatörü
26 Haziran 2016

9-11 Eylül’de Xuma Village’ı iyi müzik aşıklarıyla dolduracak Bodrum’un butik festivali Sunsplash’çilerle buluştuk. İlke & Serkan'la etkinlik detaylarını ve büyükşehirden kaçış hikayelerini konuştuk.
Bir baktık ki şehir bize her şeyi dikte etmeye başlamış. Hangi saatte ne yapacağımızı İstanbul’a göre belirlemeye başladığımızı farkettik. Gitmemiz lazım dedik!

Bu yıl 8. kez yapacaksınız Sunsplash Festival’i. Şöyle kısa bir festival özgeçmişi alabilir miyiz?

İlke: Ben uzun süre şirket etkinlikleri yaptım. Lansmanlar, toplantılar… 2009'da Rusya Bacardi için bir organizasyon yaptık, Hillside Su Otel’de. Serkan da Londra’dan o etkinlik için gelmişti. O da müzik kültürüyle büyümüş biri. Hillside’ın ortamında tatil ve müziğin birleştiği uluslararası butik bir festival hayal ettik. 1 hafta boyunca; deniz, güneş, tatil, müzik ve yan etkinliklerle bezeli bir festival çıkarttık ortaya. Yoga, sağlık, sanat ve müzik workshopları da oldu içinde. Hem sağlıklı yaşam hem de kaliteli müzik kültürünü bir arada sunmayı hedefledik. 5 sene Hillside Su’da devam ettik. Sonra Bodrum’a geldik ve burada da Aspat Plajı’na konuşlandık. Lüks ve tasarım dolu bir ortamdan doğanın ortasına sokmuş olduk festivali. Çok da güzel oldu, Bodrum’un en bakir, en muhteşem koylarından birisi çünkü Aspat. Konaklama imkanı da var. 6. ve 7. seneler yurtdışından ve Türkiye'den daha fazla katılım olmaya başladı. Bu seneyse Yalıkavak Xuma Village'a geçiyoruz.

Neden yaptınız bu mekan değişikliğini? 

İlke: 1 haftalık konaklamalı bir festival yerine 3 günlük bir modele geçiyoruz. Bu süreçte Xuma’yla tanıştık ve çok uyuştuk. Böylece festivalin formatıyla beraber mekan da değiştirmiş olduk. Bodrum dışından gelecek katılımcılar için çevre otellerde konaklama alternatifleri de sunuyoruz. 

Kimler var bu sene? Program yine dolu mu?

İlke: Bu sene son 8 senenin “all star line-up”ı diyebiliriz. Louie Vega geliyor. Osunlade var. İstersen içerikten sen bahset Serkan.

Serkan: Tabii. Genelde soul, caz, funk, disco, house müziklerinden yola çıktığımız bir program hazırladık. Efsanevi bir seçki dinleyecek misafirlerimiz. Debruit, Detroit Swindle gibi elektronik müzik ağırlıklı yeni DJ’ler ve sanatçılar da davet ettik. Agresif müzik yok. O ne demek derseniz; ruhsuz elektronik gibi sadece bilgisayardan çıkan müzikler... Amacımız güzel bir etkileşim yaratabilmek. Program epey yoğun! Web sitemizden takip edebilirsiniz.    

İlke: 3 gün süren bir müzikal yolculuk bu. Birkaç saatliğine konsere gittim çıktım gibi değil de 3 günü doyasıya yaşayabilmek önemli.

Sizi diğer festivallerden ayıran en önemli şey ne?

Serkan: DJ’ler ve sanatçılar da festival boyunca buralarda oluyorlar. Sanatçıları da festival ruhuna sokuyoruz yani. Biri diğerinin çaldığını çalmıyor. Onlar da bizimle birlikte çalışıyorlar. Burada amaç gerçek müziği hissetmek. O yüzden sanatçının gelip 2 saatlik sahneden sonra uçağa binip gitmesini sevmiyoruz biz. Herhalde en önemli farkımız bu.

Kaç kişi gelecek?

İlke: Bu sene 3 günde toplam 2000 kişiye yakın katılımcı bekliyoruz. Yine yurt dışından her sene gelen Sunsplash takipçileri de gelecek. İngiltere’den, İsviçre’den, Fransa’dan, Kanada’dan Brezilya’dan hatta Kazakistan’dan katılan misafirlerimiz oluyor. Onun dışında da büyükşehirlerden ve elbette ki Bodrum’dan katılımcılar bekliyoruz.

Serkan Bey siz nasıl bulaştınız bu işlere?

Serkan: 7 yaşındayken İngiltere’ye gittim. 11 yaşlarında hip hop ve breakdance’e ilgi duymaya başladım. 70’lerin soul müziğini keşfetmiş oldum. O parçalara daha çok heyecan duydum ve hip hop, soul, disco, asid caz, caz, funk plakları toplamaya başladım. DJ oldum. Sonra Bristol’a gittim üniversite için ve orada partiler düzenledim. Çevrem genişledi bu sayede. Ardından da ses mühendisi oldum. Parti ve organizasyonlardan bir parça uzaklaştım ama bir gün kendimi Hillside Su’da buldum. Hep müzikle iç içeydim. Hayranı olduklarım vardı. Norman Jay mesela her pazartesi çalardı, hasta da olsam giderdim. Çünkü CD veya MP3 yoktu. Kulübe gidip, sanatçıyı dinlemen gerekiyordu. O kültürü aldım.

Siz de çalıyor musunuz Sunsplash’te? 

Serkan: Yok, o pek mümkün olmuyor!

İlke: Ama Serkan’ı dinlemek isteyen olursa hem yazın hem de kışın Bodrum’da çeşitli mekanlarda “neighborhood partiler” yapıyoruz. Kışın Pannonica’da bir seri yaptık. Yazın da Dalga Beach’te oluyor.

Peki, siz neler yaptınız? 

İlke: Ben Boğaziçi Üniversitesi mezunuyum. San Francisco’da yaşadım bir dönem. Sahne Sanatları okudum. Orada tiyatrolarda çalıştım, sonra Türkiye’ye döndüm. Derken, Pelin (Turgut) ve Serra (Ciliv) ile birlikte !f  İstanbul’u başlattık. Birkaç sene çalıştım. Sonra turizm sektörüne geçtim, başta da anlattığım gibi şirket etkinliklikleri yaptım. Bir yandan da Wake Up Call’un ortağıydım dolayısıyla gece hayatının içindeydim. İşte, son 8 senedir de Sunsplash’i yapıyoruz.

O zaman sizi Bodrum’a getiren Sunsplash oldu, öyle mi? 

İlke: Hayır, bizi Bodrum’a getiren çocuk oldu! Birinci çocuğumuz doğduğunda Nişantaşı’nda yaşıyorduk. Bir baktık ki şehir bize her şeyi dikte etmeye başlamış. Biz hangi saatte ne yapacağımızı İstanbul’a göre belirlemeye başlamışız. Araba otoparkta kalmış haftalardır, üzerinde bir parmak toz var çünkü trafik yüzünden dışarı çıkamamışız! Gitmemiz lazım dedik. Bodrum’a karar verdik.

Serkan: Çocukların denize yakın büyümelerini, Ege kültürüne yakın olmalarını istedim. Zeytin ağacına tırmanıp, serbestçe oynasınlar gibi hayallerim vardı.

İlke: Ben İstanbul kızıyım. Orada doğdum, büyüdüm, Taksim’den çıkmadım. 10 yaşında dolmuşla her yere gidiyordum. E, artık öyle değil. Benim İstanbul’um gittiği için artık geri dönemem gibi geliyor.

Çok doğru! Peki, bir de festivaldeki yan etkinliklerden bahsedelim mi?

Serkan: Bahsedelim. Womad diye bir festival var İngiltere’de, Peter Gabriel’in yaptığı. Dünya müziği festivali. Her sene oraya gidiyordum. Orada mesela bir akşam Afrika’dan gelmiş bir grup izlersin, ertesi gün de onun atölyesi olur. 3-4 kişi gelip davulu gösterir, bir şeyler anlatırlar. Bu müzik atölyelerine ben bayılıyordum çünkü sanatçı ve izleyici arasındaki bariyeri kırıyordu. Ben de Sunsplash Festival’de bunu yapmak istedim. Dolayısıyla müzik atölyeleri olacak.

İlke: Onun dışında sağlıklı yaşam önemli bizim için. Erken saatlerde yoga, pilates gibi hareket eksenli workshop’lar olacak. Beslenme üzerine seminerler olacak. Bir de özellikle Bodrumlu tasarımcıların ürünlerinin yer alacağı Sunsplash Bazaar kurulacak. Yemek konusunda da özenli davranıyoruz. Geçen sene sushi’den falafele pek çok seçenek vardı. Bu sene de Xuma'da festivale özel renkli ve özel lezzetler bekliyor katılımcıları...

Sizin gibi festival yapmaya niyetlenenlere ne önerirsiniz, ne önermezsiniz? 

İlke: Burada bizim esas amacımız bir topluluk oluşturmak ve onu mümkün olduğunca organik olarak büyütmek. Eğer yaptığınız işi iyi yapıyorsanız zaten büyüyorsunuz. Küçük başlamak önemli. İnandığınız amaçla başlamak gerekiyor. Müzik bizim için çok önemliydi, ondan hiç taviz vermedik.

Serkan: Katılıyorum İlke’ye. Her şeyin en iyisini yapmayı hedeflesinler. Bir insan senin etkinliğini seçmişse artık ona kötü ya da baştan savma bir şey sunamazsın. Samimiyet önemli.

Siz de eğlenebiliyor musunuz yoksa stresli bir 3 gün mü bekliyor sizi? 

İlke: Çok eğleniyoruz. Kendi eğlencemiz için de yapıyoruz bunu doğrusu! Şunu da söylemem lazım, 7-8 senedir birlikte çalıştığımız sıkı bir ekibimiz var. Dolayısıyla festival esnasında stresten uzak kalabiliyoruz! 

Bodrum’un nesini seviyorsunuz en çok?

Serkan: Kısmet Lokantası’nı! Xuma’yı, yarımadanın güneyinden denize girmeyi seviyoruz. Yalıçiftlik ve ötesini, yapılaşmadan uzak bakir yerlerini keşfetmeyi seviyoruz.

İlke: Ben baharda Leleg yolunu yürüdüm birkaç kez. 10 km. Pedasa’dan başlayıp Gündoğan’a iniyorsun, harika bir rota.

Sevgili Bodrum’da okuduğunuz en ilginç hikaye hangisiydi?

İlke: Bahçıvanlar çok ilginçti! Hatta tanışmak isterim onlarla.

Son olarak festival biletlerini nereden alabileceğimizi söyler misiniz? 

İlke: Biletler Biletix’de. Şu anda bir indirim de var, gelmek isteyenler acele etsin. 

Serkan: Gelirken yanınıza güneş kremi, şapka, müzik için açık bir beyin ve kulak, bir de güler yüz alın. İyi eğlenceler!

Diğer Röportajlar..
31
Yukarı Çık