6 Eylül’de Piyanist Gülsin Onay’ın resitaliyle sona erecek Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’nin detaylarını Sanat Yönetmeni Eren Levendoğlu’ndan öğrendik.
2004 yılından beri sessiz ama derinden, müthiş bir altyapı ile ve konser trafiğini de ciddi şekilde artırarak devam ediyorsunuz bu festivale. Bu yılki yenilikler neler peki?
Festivalimiz 2004 yılında mütevazi ancak Türkiye’nin en önemli piyanistlerinin katıldığı bir piyano festivali olarak başladı. Yıllar içinde yeni mekanların ve klasik müziğin farklı alanlarında Türkiye ve dünyadan davet ettiğimiz sanatçıların eklenmesiyle uluslararası bir nitelik kazandı. 2006 yılında da, festivale davet ettiğimiz virtüözlerin, genç müzisyenlerimize katkı sağlamaları amacıyla Gümüşlük Festival Akademisi’ni başlattık. GFA bugüne kadar 1400’den fazla genç yeteneğe sertifika verdi.
Aslında dünya çapında da bilinirliği olan bir festival bu…
AB’nin EFFE platformuna dahil edilmemiz, festivalimizin dünya çapında tanınmasına katkıda bulundu, elbette. Ancak sanıyorum, bizim Bodrum Klasik Müzik Derneği olarak 16 yıldır küçük bütçelerle gerçekleştirdiğimiz festivalin bağımsız yapısını koruması, programlarını bağımsız şekilde oluşturması, festivalin niteliği, konser mekanlarımızın otantikliği ve eğitime verdiği önem, bugün dünya müzik otoritelerinin yakından tanıdığı ve müzisyenlerce rağbet gören bir festival haline gelmesinde en büyük etken. Bu pozisyonumuzu daha da ileriye taşımak, yaşadığımız gururu paylaşarak çoğaltmak için tüm gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Ülkemizi ve Bodrum’u, tüm dünyada tanıtma misyonunu sürdüren festivalimizle birlikte ülkemizin müzik eğitimine büyük katkı sağlayan Gümüşlük Festival Akademisi’ni, bir kez daha gerçekleştirmekten mutluluk duyuyoruz.
Bu yılki yenilikler neler?
En büyük yenilik festival mekanlarının, Bodrum Yarımadası’nı kapsayacak şekilde artmış olması. Dibeklihan Kültür Sanat Köyü, Aktur Zefirya Kültür Sanat Merkezi, festivalimizin ana sahnesi Koyunbaba Antik Taş Ocağı ve festival merkezimiz olmak üzere, festivalimizde yer alan toplam 17 konseri, 4 farklı mekanda gerçekleştiriyoruz.
Mekan konusunu biraz daha detaylandıralım mı? Belki Bodrum’da yaşayan kesimin bile ilk kez gideceği bazı noktalar var. Ve çok heyecan verici görünüyor!
Dibeklihan Kültür ve Sanat Köyü, rahmetli Cenap Tezer’in kurduğu, bugün Bodrum’un en faal kültür sanat mekanı olarak değerlendirebileceğimiz eşsiz bir yer. Sevgili Uluç Tezer’e, babasının misyonunu devam ettirdiği ve 16. yılımızda bizimle iş birliği yaptığı için çok teşekkür ediyoruz. Zefirya, Bitez’deki Aktur’un içinde, muazzam manzaraya sahip bir açık hava mekanı. Açılışını, festival açılış konserimizle yaptı. Gelecek yıllarda, Bodrumlu sanatseverlerin sık sık ziyaret edeceğine inandığım çiçeği burnunda bir sahne.
Antik Taş Ocağı ise, festivalimizle bütünleşmiş ana sahnemiz olarak, bu yıl da konserlerimize ev sahipliği yapıyor. Festival Merkezimizde de hem Gümüşlük Festival Akademisi (GFA) öğrenci konserleri, hem de Suda Caz konserlerimiz gerçekleşiyor.
Sizin için en çok öne çıkan konserler hangileri? Hepsine birden katılması mümkün olmayan bir izleyiciye nasıl bir tüyo vermek istersiniz?
Öğrenci konserlerimize katılım çok önemsediğimiz bir şey. Çünkü öğrenci konserlerinin tüm geliri, 2020’deki GFA burs fonuna aktarılıyor. Pek çok genç müzisyen her yıl, GFA’da ders veren virtüözlerle çalışabilmek için, burs başvurusunda bulunuyor. Bununla birlikte, giderek artan sayıda başvuru da, yurt dışında eğitim gören müzik öğrencilerinden geliyor. Özellikle bu yıl, önemli müzik okullarında eğitim gören genç yetenekler, döviz kurlarındaki artıştan sonra, yurt dışındaki eğitimlerini maalesef ki yarım bırakma tehlikesiyle karşı kaşıya… GFA Destek Fonu’na, yani eğitimini yarıda bırakmak üzere olan bir müzik öğrencisine destek vermek için, festival ofisimizle irtibata geçilebilir. Benim için konserlerimizin tamamı kaçırılmaması gereken etkinlikler. Herkesi bekliyoruz.