ARANAN İDEAL İLKOKUL BODRUM’DA BULUNDU!
Bodrum’da bir özel okulda %300’lük zam açıklanmasının ardından okula akın eden isyankar veliler, akabinde bahsi geçen okula tayin edilen müfettişler ve başlatılan soruşturma süreci devam ededursun; eğitimci Ali Koç’tan yarımadanın yüzünü güldürecek, ütopik gibi görünen ama ayakları yere gayet de sağlam basan yepyeni bir ilkokul haberi geldi. İşin aslını astarını öğrenmek üzere henüz natamam vaziyette olan Ortakent’teki Zeytin Ağacı İlkokulu’na uğradım. Daha girişteki patikada bile insana farklı bir özgürlük hissi veren bu okulun 11,5 dönümlük arazisindeki yüzyıllık zeytin ağaçları yıllarını eğitime vermiş ve ustalık eserini yaratmak için kolları sıvamış Ali Koç’un hikayesine nefis birer karakter olmuş. İsmini Türkiye’nin farklı noktalarındaki alternatif diyebileceğimiz eğitim modelleri ile duyduğumuz Koç’un tamamen kendine ait, kendi hayallerinden doğan ilk okulu bu. Kendisine ilk sorum elbette: “Neden Bodrum?”
Gönüllü Göçün Temel Motivasyonu Eğitim
Bodrum dinamiklerini iyice özümsediğini tahmin ettiğim Ali Koç, lokasyon olarak neden Bodrum’u seçtiğini samimiyetle yanıtlıyor. Öncelikle eşiyle birlikte burada yaşamaya karar verdiklerini anlatıyor. Böylece kuracağı okulun her daim başında durabileceğini söylüyor çünkü bu konu onun için son derece önemli. Kendi dünyasında ideal bir okulun ilk kıstası yöneticisinin tüm çocukları ve hatta tüm velileri ismiyle tanıdığı bir ilişki biçimi kurabilmek. “Zeytin Ağacı İlkokulu, benim sosyolog kimliğimle eğitimci kimliğimin birleşmesi sonucu ortaya çıktı. Şöyle bir bakın, dünyada zorunlu göç dışında gönüllü göçün temel motivasyonu çocukların eğitimi haline geldi. Yani aileler çocuklarının eğitimi için şehir ve ülke değiştiriyorlar artık. Üstelik pandemi ile birlikte bu çok yaygınlaştı. Dünyanın pek çok metropolünün merkezleri çocuklu aileler tarafından terk edildi. Bodrum da dünyadaki önemli lokasyonlarından biri bence. Sunduğu doğal güzellikleri, iklimi ve diğer olanakları bakımından ciddi bir göç aldı ve almaya devam ediyor. Dolayısıyla da eğitim ve okul ihtiyacı ortaya çıkıyor.”
Benim “butik okul” diye dar bir kalıba soktuğum, Ali Koç’un ise mikro akımı temsil eden okullar dediği Zeytin Ağacı gibi kurumlar öğrenciye yüksek standartta eğitim sunmayı hedefliyorlar. Peki, bu ne demek? Daha doğrusu bu gibi okulları standart eğitim verenlerden ayıran şey ne? Sabırla ve son derece sade bir şekilde maddeliyor Ali Bey: “Örneğin veliyle mutabakat sağlayarak ilerlemek Zeytin Ağacı’nı farklılaştıran özelliklerden biri. Ayrıca sadece ilkokul olarak tasarlanmış olması da değer katıyor. Çünkü okuldaki her şey bir ilkokul öğrencisinin ihtiyaçları gözetilerek tasarlanmış oluyor. Kararların zorunluluklardan değil de ihtiyaçlardan yola çıkarak alınması ise belki de en önemli kıstas.” Kısa bir sohbet sonrasında buranın öğrenci ya da öğretmen merkezli bir okul değil de öğretmenle öğrenci arasındaki ilişkiyi merkeze alan bir okul olduğunu ya da olacağını çok net anlıyorsunuz.
Burası Yetişkinler İçin de Bir İlkokul Olacak
Zeytin Ağacı İlkokulu sadece kendi öğrencisine, velisine, öğretmenine hizmet veren bir kurum olmayacak. Tüm Bodrum’a bahçesindeki ağacın altında buluşmayı teklif ediyor. Hani derler ya; bir çocuk yetiştirebilmek için bir köy gerekir diye. İşte o geleneksel felsefeden nasibini almış bir bakış açısı var burada. “Bütün kaynaklarımızı açık kaynak olarak ebeveynlere, tüm öğrencilere ve öğretmenlere de sunacağız. Önce kendi ihtiyaçlarımızı karşılayacağız sonra da toplumsal ihtiyaçlara elimizden geldiğince cevap vereceğiz.” diyor okulun kurucusu. Ardından ekledikleri daha da ilginç: “Burası yetişkinler için de bir ilkokul olacak çünkü yetişkinlerin bugün yapamadığı bir sürü şey, ilkokulda alması gereken ama almadığı becerilerdir. ‘Ben Cin Ali bile çizemem,’ diyen bir veliyi her şeyi çizebileceğini gösteren sanat atölyemize davet ediyoruz. Önceden sanatla kurduğumuz kötü ilişkileri düzeltebiliriz. Aslında bir nevi ilkokul travmalarının üzerine gitmek gibi bu!”
Ali Koç ustalık eseri olduğunu söylediği Zeytin Ağacı İlkokulunda ebeveynlik eğitimleri de verecek. Değişen ebeveynlik tarzları nedeniyle okul ve anne baba arasında ciddi bir çatışma olduğu bir gerçek. Okul ve ebeveynin aynı perspektiften bakmasını çok önemseyen Koç, herkesin çocuğu bir tarafından çekiştirmesinden şikayetçi. “Çekiştirmek yerine biz onların potansiyellerini gerçekleştirmeleri yolculuğunda rehber olmalıyız. Ebeveynliğin bence çok net bir tarifi var: Bu benim isteğim mi yoksa çocuğumun ihtiyacı mı… Biz ebeveynlere diyoruz ki, siz çocuğunuzla ilgili bir şey istiyor olabilirsiniz ama o şey çocuğunuzun ihtiyacını değilse biz onu karşılamayız. Bizim motivasyon kaynağımız her zaman çocuğun ihtiyacıdır. Ebeveynler genellikle burayı kaçırıyor.”
Sincapların Cirit Attığı, Yenebilir Bahçeli Bir Okul
Eğitim sistemi, ebeveyn beklentileri ve öğrenci ihtiyaçları konusuna bir virgül koyup biraz da Zeytin Ağacı İlkokulu’nun öğrencilerini bekleyen tatlı dünyaya göz gezdirelim istiyorum. Bir botanik bahçesi gibi tasarlanan okul çevresi, 25 yıldır ilaçsız tarım yapılmış bir arazi üzerine kurulmuş. Yenilebilir okul bahçesinde mevsiminde kendi gıdalarını üretmek gibi bir hayalleri var. Okul yarı açık bir mimari düzene sahip. Yemekhane, açık etkinlik alanı, çok amaçlı alan, açık sınıflar ve oyun bahçeleriyle bütün mekanlar farklı biçimlerde öğrenme fırsatı yaratıyor.
Bir süre sonra Zeytin Ağacı öğrencisi profili oluşacağını tahmin ettiğini söylüyor Ali Koç. Çok okuyan ve yazısı çok iyi öğrenciler yetiştireceklerini net bir biçimde ifade ediyor. Ayrıca okulun Bodrum’da olmasından mütevellit her öğrencinin temel yelken eğitimi alması konusu da gündemlerinde. Ek olarak, bu hız çağında konsantrasyon için çok değerli bulduğu golfü de zorunlu ders olarak programa almış. “Bodrum’da çok iyi bir golf kulübü varken, golf derslerini es geçemezdik” diyor. Okulunm kütüphane alanı için ayrı bir parantez açmadan edemeyeceğim. Binanın tam kalbinde, aydınlık, iç ferahlatan nefis bir kütüphaneleri olacak çocukların. Şömine başında kitap okuyan yetişkinlere ve yaşıtlarına maruz kaldıkça dijitalden uzaklaşacaklarına eminim.
2024-2025 eğitim & öğretim döneminde faaliyete geçecek olan Zeytin Ağacı İlkokulu Türkiye’nin en iyi öğretmenlerini en iyi koşullarda çalıştıran bir kurum olma iddasıyla da öne çıkıyor. Özellikle Bodrum’da her sene değişen öğretmen kadrolarına ideal bir alternatif getiren Ali Koç’un son eserinde öğretmenler hak ettiği maaşı alabilecekler. İyi alışkanlıklar kazandırmayı hedefleyen Zeytin Ağacı, çocukların hakları ile sorumlulukları arasındaki dengeyi kuran, çocuğun değişen ihtiyaçlarına bakarak bunu en doğru nasıl yönetebileceğini tasarlayan, öğrencinin bilgiyi kavramasını sağlayan, üst bilişsel becerilerini geliştirmeye kafa patlatan, doğa ile iç içe bir eğitim yuvası olma yolunda ilerliyor. Zeytin Ağacı’na kayıt ettirebileceğiniz yaşlarda bir çocuğunuz yoksa bile Ali Koç’un eğitim vizyonundan yararlanabileceğimiz bir merkeze kavuşmuş olmak, her daim ve her yaşta öğrenmenin büyüsüne inanan herkes için umut verici bir haber olsa gerek.